Brüksel'de bir araya gelen Euro Bölgesi maliye bakanları, Yunanistan'ın borç krizinden nasıl kurtulabileceği konusunu ele aldılar. Yunanistan'dan, ekonomiyi tekrar rayına sokabilmesi için sert taleplerde bulunuldu. Euro Bölgesi Maliye Bakanları, pazartesi günü borç krizindeki Portekiz'e Mali yardım yapılmasını onayladı, ancak bunun için Portekiz'den sıkı bir konsolidasyon programı bekleniyor. Tıpkı Yunanistan'dan beklenildiği gibi. Yunanistan'dan devasa orandaki borçlarını kontrol altına alabilmesi için, tamamen ya da kısmen devlete ait olan arazileri ve firmaları satması isteniyor. Atina böylece, 2015 yılına kadar 50 milyar Euro gelir elde etmeyi umuyor. Kamu varlıklarının toplam boyutu ise tam olarak bilinmiyor. Ancak uzmanlar 280 milyar ile 350 milyar Euro arasında olduğu tahmininde bulunuyor. Yunanistan'ın borç tutarı ise şu anda 330 milyar Euro civarında. Ancak Yunanistan'ın arazileri yeterince hızlı şekilde elden çıkaramaması ve ucuza satmasından da endişe ediliyor. Yunan hükümeti, önümüzdeki haftalarda bu konuda ayrıntılı bir plan sunmayı hedefliyor. Bu, Yunanistan'ın kurtarma paketi kapsamında 12 milyar Euro değerindeki bir sonraki kredi dilimini alabilmesi için önkoşul. Ancak bu koşulları çok ağır bulanlar da var. Almanya'nın eski maliye bakanlarından Hans Eichel, çoğu Yunanlının asgarî ücretle geçim savaşı verdiğine dikkat çekti. Eichel, "Yunanistan için tasarruf önlemleri çok sert. Şöyle bir düşünürseniz, bir yılda, büyük oranda kamu alanındaki tasarruflarla, borçlar ve bütçe açığı yüzde 5 azaltıldı. Bu Almanya'da yaklaşık 125 milyar Euro ediyor. Bu muazzam bir başarı. Ancak şu bilinmeli: Başlangıçta doğal olarak çok sıkı tutulması gereken tasarruf önlemleri çok sert hale gelir ve ülkeye sorunlarını çözmek için yeterince zaman verilmezse, o zaman ekonomi dibe batar ve bütçe açığı da azaltılamaz" dedi. Rehn'den Yunanistan'a çağrı Avrupa Birliği Komisyonu'nun para ve Mali işlerden sorumlu üyesi Olli Rehn ise bu sert koşullarla ilgili ülke içindeki direnişi kırmak için Yunan siyasilere dramatik bir çağrıda bulundu: "Portekiz ve İrlanda'da işe yarıyorsa Yunanistan'da neden olmasın? Burada konu siyasi Oyunlar değil, bir ulusun kaderidir, tüm siyasi güçlerin temel millî sorumluluğudur. " Kurtarma paketine kaynak sağlayan devletler, düşük faiz oranı ya da daha uzun kredi vadesi gibi kolaylıklar sağlanabilmesi için öncelikle Yunanistan'ın tüm talepleri karşılaması gerektiği görüşünde. Almanya Maliye Bakanlığı Müsteşarı Jörg Asmussen, tüm bu çabalar yeterli olmadığında atılabilecek adımlar hakkında ise şöyle konuşuyor: "Eğer bunların yetmediği ortaya çıkarsa, o zaman yüke yalnızca vergi mükelleflerini değil, aynı zamanda özel sektörü de gönüllülük temelinde dâhil eden diğer önlemler üzerinde düşünülmeli. " Ancak bankaların alacaklarından gönüllü olarak vazgeçmeleri beklenmiyor. Ayrıca AB hükümetleri ve AB temsilcilerinin çoğu, kısmi bir borç affına en azından şimdilik sıcak bakmıyor. Öte yandan Brüksel'de bir araya gelen maliye bakanları, hisse senedi ya da devlet tahvilleriyle spekülatif vadeli işlemler yapılmasını yasaklama kararı aldı. Tüm bunlar finans ve borç krizine yol açan nedenlerden biri olarak görülüyor. Strauss-Kahn'ın geleceği AB'nin borç krizindeki ülkelerine yapılan yardımlarda Uluslararası Para Fonu'nun da önemli katkısı var. Ancak Fon Başkanı Dominique Strauss-Kahn, cinsel saldırı suçlamasıyla New York'ta hapiste bulunması nedeniyle toplantılara katılamadı. Strauss-Kahn'ın mesleki geleceğine ilişkin şüpheler ise giderek artıyor. Avusturya Maliye Bakanı Maria Fekter, Strauss-Kahn'ın serbest kalması durumunda bile artık görevine devam etmemesi gerektiği imasında bulundu: "Kefaletle serbest bırakılma talebinin reddedilmesi durumunu göz önünde bulundurarak, aksi takdirde kuruma zarar vereceğini kendisinin düşünmesi gerekir. " Fon başkanlığında isim değişikliği yaşanması durumunda, AB hükümetleri yine Avrupalı bir başkan talep ediyor. Strauss-Kahn, şu ana dek Euro istikrar çabalarına her zaman destek vermişti.

( Bu Habere Yorum Yazmak İstemez misin ! )