Hürriyet Gazetesi'nin TCDD ile ortaklaya gerçekleştirdiği Hürriyet Hakkımızdır Treni, Diyarbakır'da coşku içinde karşılandı.
Hürriyet Gazetesi'nin TCDD ile ortaklaya gerçekleştirdiği Hürriyet Hakkımızdır Treni, Diyarbakır'da coşku içinde karşılandı. Özellikle çocuklar Diyarbakır Garı'nı şenlik alanına çevirdi.
Hürriyet Gazetesi'nin TCDD ile ortaklaşa düzenlediği ve 10 Mayıs'ta 'Türkiye ne istiyor' sorusuna yanıt aramak için Ankara'dan yola çıkan Hürriyet Hakkımızdır Treni, Diyarbakır'a geldi. Trende konukları Hürriyet Gazetecisi İcra Kurulu Üyesi ve Pazarlama Grup Başkanı Tijen Mergen, Hürriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Metehan Demir, Hüriyet Gazetesi yazarları Doğan Hızlan, Yalçın Bayer, Gila Benmayor, Banu Tuna karşıladı.
Treni Diyarbakır'da düzenlenen TÜYAP Kitap Fuarı'na katılan yazarlar Filiz Aygündüz, Hakan Günday, Maryo Levi, Nazlı Eray, Yavuz Ekinci de ziyaret etti.
Diyarbakır Valisi Mustafa Toprak, Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir, merkez Sur İlçesi Belediye Başkanı Abdullah Demirbaş, Diyarbakır Emniyet Müdürü Mustafa Sağlam ile AK Parti İl Başkanı Halil Advan, AK Parti Diyarbakır milletvekili adayları Oya Eronat, Fatma Öncü, partililer, CHP Diyarbakır İl Başkanı Muzaffer Değir, milletvekili adayları Derya Erdemoğlu, Özcan Kılıçakap, Kadın Kolları Başkanı İlknur Savcı, Gençlik Kolları Başkanı Berat Kuzu, Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Remzi Can, Diyarbakır bağımsız milletvekili adayı Salim Ensarioğlu, treni ziyaret etti.
Diyarbakır GELİŞİYOR
Diyarbakır Valisi Mustafa Toprak, Diyarbakır'ın her alanda her geçen gün geliştiğini anlattı. Kentte okullaşma oranının yüzde 94 olduğunu belirten Vali Toprak, eğitime büyük önem verdiklerini söyledi. Diyarbakır'dan mevsimlik olarak giden işçilerin gittiklerle ortak çalışma yürüttüklerini söyleyen Toprak, ihtiyaçlarının karşılanması için gereken çalışmayı yaptıklarını belirtti. Toprak, "2000'li yılların başında kentin nüfusu 450 bin civarında, şu anda 843 bin. Bir yıl önce ise 835 bin. Artış oranı makul oranda gidiyor. Diyarbakır'da aile başına ortalama çocuk sayısı 6. 7'dir. Biz çocukların yanı sıra anne ve babalarında eğitim kurumlarıyla ortak hareket etmesini sağlıyoruz" dedi.
Hürriyet Gazetesi yazarlarının sorularını yanıtlayıp, kentin gelişimiyle ilgili bilgiler de veren Vali Toprak, Hürriyet Gazetesi'nin 'Hürriyet Hakkımızdır treninin büyük bir sosyal sorumluluk projesi olduğunu vurguladı. Trene gelen çocuklarla birlikte oyunlar da oynayan Vali Toprak, penaltı atışı yaparak, deprem similasyon vagonunu da bindi.
BAYDEMİR: DUYGUDAŞLIKTAN UZAKLAŞIYORUZ, YENİ KUşak BİZİ BASTIRIYOR
Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir, Hürriyet Gazetesi yazarlarıyla yaptığı sohbete kentin ekonomik, eğitim, altyapı, turizm konularındaki sıkıntılarını dile getirdikten sonra bölgede son günlerde yaşanan olaylar ve Kürt sorunun çözümüyle ilgili yapılması gerekenleri anlattı. Baydemir, şöyle dedi:
"Çoğunluğun demokrasisinden çoğulcu bir demokrasiye geçişimiz şarttır. Şüphesiz ki parlamenter rejim var. Şüphesiz ki halkın iradesiyle oluşan bir parlamento ve hükümet var. Ama, açıkçası hükümet çoğulcu bir demokrasiden olabildiğince uzak. Ben bilirim, ben yaparım, ben çoğunluğu biliyorum. Hatta mevcut çoğunluğu da yeterli görmüyor ve bana daha da güç verin taraf olmayanı da bu vesileyle bertaraf edeyim diyor. Bu mantıkla bu ülke düze çıkmaz. Ne olur? daha fazla acı yaşamamıza vesile olur. Türkiye'nin batı yakası ile doğu yakası arasında bir kere bunu acı duyarak söylüyorum duygudaşlıkta çok ciddi problemler var. Artık duygudaş değiliz. Bu maalesef böyle. İkinci husus önceliklerimiz farklılaştı. Üçüncü husus ise beni daha çok kaygılandırıyor. Yepyeni bir kuşak var. Şimdi cezaevinde olan arkadaşım eski Belediye Başkanı avukat Fırat Anlı, 'biz son kuşağız, anlaşılabilecek, tokalaşılabilecek, müzekare edilebilecek son kuşağız' demişti. Açıkçası bizden sonra gelen kuşak bizi de bastırıyor. Bu kuşak giderek son kuşağı da etki alanı altına almış durumda. Düşünün ki bir kente, çocuk, torun, anne baba, dede neredeyse aynı duyguyu yaşıyor. Üç kuşak arasındaki görüş farkı neredeyse ortadan kalkıyor ve öncülüğünü torunlar yapıyor. Dedeler torunların peşinden gidiyor. Umarım bu görülür ve anlaşılır bu risk tehlikeli basit bir şey değildir. Bundan sonra çıkış nasıl olabilir? Şüphesiz ki bir yol yöntem yoktur. Ama bana sorarsanız acaba biz acılarımızda, yitirdiklerimizde ortaklaşarak o konuda empati yaparak acılarımızda ortaklaşmaya gidebilir miyiz?"
Baydemir, bölgede yaşanan olaylarda 42 insanın toprağa düştüğünü belirterek, şöyle dedi:
"Hükümet ben askeri vesayeti kaldırdım, şu anda asker seçilmişlerin bir memurudur diyor. Olması gereken de budur. O halde askeri ve siyasi operasyonları durdurmak hükümetin bir kararına bağlıdır. Ama operasyonlar durmadı. Bu coğrafyada her gün bir ailemiz acı haber aldı. Bunun içinde askerde var, poliste var. Şunu açık ve net Türkiye halkına anlatmak lazım. Kastamonu'da yaşamını yitiren polis memuru, Uludere'de yaşamını yitiren gerilladan ne farkı var. Veya, gerillanın o polisten ne farkı var. Ateş düştüğü yeri yakıyor mu, yakmıyor mu? Burada bir duygusallık yaratabilirsek, yeni acıların, yeni ölümlerin önüne geçeriz, sevinçleri yaratma fırsatının zeminini elde ederiz. Her birimiz kendi acımıza sahip çıkarsak ve kendi acımızın peşinde koşarsak bir müddet sonra bu yabancılaşma derinleşecektir. Bu nedenle bu treni, bu yolculuğu yabancılaşma önünde bir engel olarak görmek istiyorum ve duygudaşlık oluşum sürecine de katkı sunma çabası olarak görüyorum ve sizi de kutluyorum, tebrik ediyorum"
ULUDERE COĞRAFYASI FİLM PLATOLARI GİBİ
Antalya'ya gittiğini ve 4 gün önce de Uludere'de sınırda olduğunu anlatan Baydemir, "Antalya doğası ve her şeyiyle bir cennet beldesi. 3-4 gün önce ise Uludere'deydim. Eğer bu savaş durursa Uludure, Şemdinli, Beytüşşebap dünyanın ekoloji ve doğa turizmi açısından en harika yerlerinden birisi olur. Buralarda doğal bir film platosu mevcut. ancak maalesef buralarda bedenler toprağa düşüyor. Henüz seçim heyecanı da yaşamadık. Çünkü her gün insanlar toprağa veriliyor. Hükümetin mutlaka bu operasyon meselesini durdurması lazım. Askeri ve siyasi operasyonlar mutlaka durmalı" dedi.
BÜTÜN ÖLENLER İÇİN ANITLAR YAPILMALI
Sadece bölgede değil ülkenin hiç bir yerine cenaze gitmemesi gerektiğini dile getiren Osman Baydemir, "Seçimlerden sonra parlamento oluştuktan sonra bir şey yapmak lazım. AK Parti'nin şimdiye kadar yaptığının dışına çıkması lazım. Ben bilirim mantığını terk etmesi gerekiyor. Bana göre gerçek manada kurtuluş bugüne kadar ölen bütün gerillalar, askerler, köy korucuları, polisler ve siviller için Diyarbakır'da, Ankara'da, İstanbul'da birer anıt yapılsın. Ama hepsi için yapılsın. Bu vesileyle acımızı, kayıplarımızı ortaklaştırarak geleceğimizi de ortaklaştırabileceğimize inanıyorum. Bu anıtı inşa etmeye başladığımızda biz barış sürecini de başlattığımıza inanacağım" dedi.
BAŞBAKAN UMARIM KENDİ ADINA HUTBE OKUTMAZ
Başbakan Erdoğan'ın seçimden sonra yapabileceklerine de değinen Baydemir, "Ülkenin sorunları ortak akılla çözülebilir. Bu manada bütün siyasi partilere mutlak surette ihtiyaç var. Ama temennim o ki, 13 Haziran'dan sonraki bir cuma hutbesinde sayın başbakan Diyarbakır'da Ulu Camii veya İstanbul'da Sultanahmet Camii'nde kendi adına inşallah hutbe okutmaz ve kendi adına gümüş para bastırmaz" dedi.
Diyarbakır bağımsız milletvekili adayı eski Devlet Bakanı Salim Ensarioğlu, yazarlarla yaptığı sohbette, kendisinin Diyarbakır'dan seçilip Meclis'e gideceğini söyledi. Diyarbakır'da seçim sonularını değerlendiren Ensarioğlu, "Diyarbakır'da 6 milletvekilini BDP'nin desteklediği adaylar, 4'ünü AK Parti alır. Ben de diğer seçilen 11'inci aday olurum" dedi.
BARIŞ KARİKATÜRLERİ
Hürriyet Hakkımızdır Treni ile yola çıkan Aydın Doğan Vakfı tarafından düzenlenen "Barış Karikatürleri" adlı sergiyi vatandaşlar gezdi. Aydın Doğan Uluslararası Karikatür Yarışması'na bu güne kadar katılan 136 ülkeden 7300 sanatçının 60. 000'i aşan eseri arasından seçilen 50 barış karikatürü vatandaşların büyük beğenisini topladı.
ÇOCUKLAR EĞLENDİ
Hürriyet Hakkımızdır Treni önceki yıllarda olduğu gibi bu yıl da çocuklara Pınar Kido Çocuk Tiyatrosu tarafından "Nasreddin-İnadın Sonu" adlı çocuk oyununu sahneledi. Tren müziklerini yapan Zil Zurna Perküsyon Grubu çocuklarla beden perküsyonu atölye çalışmaları gerçekleştirdi. 1995'ten bugüne yüz binlerce çocuğa eğitim desteği sağlayan ve geleceğe umutla bakmaları için çalışan, eğitim alanında Türkiye'nin en yaygın sivil toplum kuruluşu olan Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı (F0TOĞRAFLI) - Diyarbakır (Doğan Haber Ajansı)
(
Bu Habere Yorum Yazmak İstemez misin ! )
Yayın
Tarihi:-5/21/2011 4:15:30 PM
Görüntülenme: 1276
Bu Haberi Paylaş !
Bu Haber e Yapılan Yorumlar
Henüz Yorum Yapılmamış